Alerji testlerindeki ayrıntıya dikkat! Pozitif çıkan her çocuk alerjik hasta olmayabilir

Alerji testi müspet çıkan her çocukta etkin bir alerji olmayabileceğine dikkat çeken Çocuk Alerjisi ve İmmünolojisi Uzmanı Prof. Dr. Hülya Ercan Sarıçoban, alerji ve atopini ortasındaki benzerlik ve farklılığı anlattı.

Son yıllarda en çok rastlanan hastalıklardan biri de alerji. Mevsim geçişleri, toz, bitkiler, birtakım besinler vs. sebebiyle birçok kişiyi zahmete sokan alerji, çocukların da baş etmekte bir epey zorlandığı bir hastalık. Bu noktada DHA’ya konuşan Çocuk Alerjisi ve İmmünolojisi Uzmanı Prof. Dr. Hülya Ercan Sarıçoban, alerji testi olumlu çıkan her çocuğun etkin bir alerjisi olmayabileceğine dikkat çekti ve mevcut duruma nazaran hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda çok sık karıştırılan atopini ve alerji ortasındaki benzerlik ve farklılığa değinen Dr. Sarıçoban, atopiyi genetik bir yatkınlık sonucu bedenin alerjenlere karşı reaksiyon verme eğilimi biçiminde tanımlarken; alerjinin ise bu tepkinin kendisi olduğunu söyledi.

HER ALERJİ ASLINDA ALERJİ OLMAYABİLİR!

Dr. Sarıçoban, “Testlerde atopi çıkması, kişinin alerji geliştirme eğilimini gösterir lakin bu kesinlikle faal bir alerjisi olduğu manasına gelmez. Alerjisinin olup olmadığı bilinmeyen rastgele bir 100 bireye alerji testi yapılsa, 20-30 bireyde teste alınan hususlardan birtakım şeylere karşı az ya da çok müspetlik tespit edilir. Bu durum kişinin o unsura karşı hassas olduğunu gösterir. Alerji ise bununla karşılaşıldığı vakit reaksiyon verip verilmemesi manasına gelir. Yani, örneğin bir alerji testinde bireyde fındık testi müspet gözükebilir lakin kişi fındığı yediği vakit rastgele bir şikayet ortaya çıkmıyor ise bu durum atopidir. Yalnızca hassas olduğu manasına gelir. Lakin bu kişi fındık yediği vakit döküntü oluyor, kaşıntı oluyorsa yahut nefes darlığı üzere rastgele bir alerjik hastalık belirtisi ortaya çıkıyorsa alerjinin varlığı kelam bahsidir.” formunda konuştu.

Atopi, genetik kodlarda olduğu surece hayatın rastgele bir periyodunda gelişebilir. Lakin ortaya çıkması için bedenin o unsurla müsabakası gerekir. Dr. Sarıçoban bu durumu şöyle örneklendirdi: “Örneğin bir kişinin mangoya karşı bir atopi geni olabilir. Lakin bu kişi hayatı boyunca hiç mango yemezse mango alerjisi yaşamaz. Atopi alerjik bir hastalığa dönüşmediği sürece rastgele bir belirtisi de olmaz. Yalnızca kanda ya da deriden yapılan alerji test olumluluğu kelam mevzusudur. Fakat alerjinin belirtisi vardır. Bir şeye hassaslık kelam konusu ve buna bağlı da şikayetler varsa bu durumda alerji olduğu manasına gelir”.

Alerjik hastalıklarla atopinin karışmasının sebebi ikisinin de ortak genlere sahip olmasıdır. Dr. Sarıçoban, “Atopisi, alerjisi olmadan da alerjik hastalık oluşabilir. Örneğin astım olan her hasta atopik değildir ya da bir alerjisi olmamasına karşın astım hastasıdır. Münasebetiyle alerjisi atopik olanlara atopik astım, atopisi rastgele bir şeye alerjisi olmayanları da non-atopik astım diye ayrılır. Ekseriyetle hastaların yaklaşık yüzde 40-50’sinde yatkınlık olur. Atopik dermatitte ise hastaların yaklaşık yüzde 30’unda rastgele bir şeye karşı atopi tespit edilir.” biçiminde konuştu.

SEMPTOMLARA DİKKAT!

Sigara dumanı, hava kirliliği, ortamın nemi, yemek kokusu üzere kokular üzere çevresel faktörlerin yahut kişinin atopisi olduğu unsurların alerjik hastalıkları tetikleyebileceğini belirten Dr. Sarıçoban, “Alerjide öncelikle birinci tedavi prensibi, ilaçtan da evvel alerjinin, atopinizin olduğu husustan uzak durmaktır. Örneğin kedi alerjisi varsa kediden uzaklaşmak, fındığa alerjiniz varsa fındıktan uzaklaşmak üzere. Sonraki süreçte ilaç tedavisine başlanır. Semptomatik tedavi olarak tanımlanan hastalıkları denetim edici, rahatlatıcı tedavileri verilir. Genellikle her atopisi olan şeyden uzak durması gerektiğine dair yanlış bir inanış var. Lakin kişi şayet atopisi olduğu unsurla karşılaştığında bir reaksiyon vermiyorsa, bu bir hastalığa dönüşmüyorsa engellemeye gerek kalmıyor”.

Dr. Sarıçoban, anne babaların atopisi var diye çocukların hayatını kısıtlamamaları ve gereksiz yere diyet yaptırmamalrı konusunda uyardı. Gereksiz kısıtlamaların çocukların büyüme ve gelişimini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken Sarıçoban, “Örneğin yumurta atopisi tespit edilen bir kişi yumurta yediğinde yahut çocuğuna yumurta yedirdiğinde rastgele bir reaksiyon yaşamıyorsa yumurta yedirilmeye devam ediliyor” dedi.