Uzman isimden uyarı: İftarda sakın bu hatayı yapmayın! Hastalıklara davetiye çıkarıyor

Beslenme ve Diyetetik Kısmı’ndan Prof. Dr. Pınar Sökülmez Kaya, Ramazan ayında uzun süren açlık ve sonrasında iftarda yapılan kusurlar konusunda ikazda bulundu.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Prof. Dr. Pınar Sökülmez Kaya, Ramazan ayında sağlıklı beslenme konusunda dikkat çeken ikazlara imza attı.

Uzun periyodik açlığın metabolizma üzerindeki tesirlerine dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, sahur ve iftar öğünlerinde yapılan yanlışların sıhhat sıkıntılarına yol açabileceğini belirterek, “Ramazan boyunca gerçek beslenme, hem bedensel hem de ruhsal uygunluk hali için büyük ehemmiyet taşıyor.” dedi. 

ÇAY VE KAHVE ALIMINA DİKKAT

Ramazan ayının, bireylerin beslenme nizamında kıymetli değişikliklerin yaşandığı bir periyot olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kaya, özellikle uzun müddetli açlığın metabolizmayı yavaşlattığını ve yanlış beslenme alışkanlıklarının çeşitli sıhhat sorunlarına neden olabileceğini söyledi. “Oruç tutarken dikkat edilmesi gereken en değerli nokta, sahur ve iftar öğünlerinin besin pahası açısından kâfi ve istikrarlı olmasıdır. Bilhassa diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları ve sindirim sistemi hastalıkları olan bireyler, sıhhat durumlarını riske atmamak için doktor kontrolünde oruç tutmalıdır.” şeklinde konuştu.

AŞIRI TUZLU YİYECEKLERE DİKKAT

Sahurun, gün boyunca enerjiyi koruyabilmek için kritik bir öğün olduğunu belirten Prof. Dr. Kaya, şu ihtarlarda bulundu: “Sahurda kızartmalar, çok tuzlu ve yağlı yiyecekler, işlenmiş et eserleri yerine tam tahıllı ekmek, yoğurt, süt, peynir, yumurta, yağlı tohumlar ve taze sebzeler tüketilmelidir. Ayrıyeten kâfi ölçüde su içmek, gün boyunca susuzluk hissini azaltabilir. Çay ve kahve üzere kafein içeren içecekler ise bedenden su atımını artırabileceği için dikkatli tüketilmelidir.

“ORUCU SU VE HAFİF İFTARİYELİKLERLE AÇIN”

Uzun saatler süren açlığın akabinde iftarın ani ve çok besin tüketimiyle açılmasının sıhhat açısından riskli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Orucu su ve hafif iftariyeliklerle açmak en sağlıklı usuldür. Akabinde mideyi rahatlatacak bir çorba tüketilmeli, ana yemeklerde haşlama, ızgara yahut fırında pişirilmiş zerzevat ve et yemekleri tercih edilmelidir. Çok yağlı, baharatlı ve işlenmiş besinlerden kaçınılmalıdır. İftar sonrasında ise kısa periyodik yürüyüşler yapmak, sindirimi destekleyerek metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olabilir.” diye konuştu.

“SÜTLÜ VE MEYVELİ TATLILAR TERCİH EDİN”

İftardan sonra tatlı tüketiminin de denetimli olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Ağır şerbetli tatlılar yerine, sütlü ve meyveli tatlılar, komposto yahut hoşaf üzere daha hafif ve sindirimi kolay tatlılar tercih edilmelidir.” dedi.

İFTAR VE SAHUR ORTASINDA ALINAN SU ÖLÇÜSÜNE DİKKAT

Ramazan boyunca sağlıklı bir beslenme nizamı oluşturmanın ehemmiyetine değinen Prof. Dr. Kaya, “İftar ve sahur ortasında kâfi sıvı tüketilmeli, öğünler ortasında en az 20-25 dakika beklenerek besinler tüketilmelidir. Ramazan boyunca süt ve süt eserleri, tahıllar, et ve yumurta kümesi, zerzevat ve meyveleri içeren istikrarlı bir diyet benimsenmelidir. Aksi takdirde hem kilo alımı hem de sindirim sorunları üzere sıhhat meseleleri ortaya çıkabilir. Bu yüzden Ramazan ayını sağlıklı bir formda geçirmek için uzman tekliflerine dikkat edilmesini ve bireylerin sıhhat durumuna nazaran beslenme programını şekillendirmesini tavsiye ediyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.