Bahar aylarının korkulu rüyası Alerjik rinite karşı Prof. Dr. Mahir İğde’den önemli tavsiyeler

Bahar aylarında tırmanışa geçen ve hem çocuklar hem de yetişkinlerde sıklıkla karşılaşılan Alerjik rinit, insan sıhhatini ve hayat kalitesini etkileyen bir rahatsızlık. Halk ortasında ‘Bahar gribi’ ya da ‘Saman nezlesi’ olarak da bilinen Alerjik rinitten korunmanın yolları nelerdir? İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mahir İğde, Alerjik rinite karşı alınması gereken tedbirleri sıraladı.

İlkbahar mevsiminde sıklıkla karşılaşılan sıhhat sıkıntılarının başında “bahar gribi” ya da “saman nezlesi” olarak bilinen “alerjik rinit” geliyor. Hem yetişkinler hem de çocuklarda görülebilen alerjij rinit, günlük hayatın kalitesini düşüren alerjik bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Peki, bu hastalıktan korunmanın yolları nelerdir? İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mahir İğde, mevzuya dair kıymetli açıklamalarda bulundu.

“BAZI MEVSİMLERDE DAHA BARİZ OLARAK ORTAYA ÇIKABİLİR”

Burun mukozasının iltihaplanması sonucu ortaya çıkan alerjik rinitin bilhassa bahar aylarında ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. İğde, “Alerjik rinit (mevsimsel alerjik rinit), ekseriyetle küçük yaşlarda başlar. Muhakkak bir alerjen ile karşılaşıldığı vakit, şikayetler ortaya çıkar. Alerjik rinit belirtileri, yıl uzunluğu sürebilir yahut çoğunlukla bahar aylarında olmak üzere kimi mevsimlerde daha bariz olarak ortaya çıkabilir. Burun akıntısı, tıkanıklık, kaşıntı ve hapşırma üzere belirtilerle kendini gösterir. Polenler, bilhassa Nisan’dan Temmuz’a kadar, yaz sonu ve sonbahar başında artar. Bilhassa sabah 07:00-10:00 akşam 19:00-22:00 ortasında daha ağır salınır. Bu saatlerde dışarıya çıkıldığında ya da meskende camları açıldığında bilhassa de rüzgarlı havalarda polenler içeri girer. İlkbaharın erken devirlerinde ağaç polenleri, ilkbaharın ilerleyen aylarında ve yaz başında çayır polenleri, yaz ortasından sonbahara kadar da yabani ot polenleri bu şikayetlere neden olabilir.” diye konuştu.

ALERJİK RİNİT BELİRTİLERİ NELERDİR?

Alerjik rinitin belirtilerini sıralayan Prof. Dr. İğde, “Bu hastalığın belirtileri; burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, sulu, berrak burun akıntısı, burunda kaşıntı, göz zarı iltihabı, hapşırma, göz yaşarması, gözlerde kaşıntı, geniz akıntısı, damakta ve gırtlakta kaşıntı, boğazda gıcık, horlama, genizden konuşma, kronik öksürük, orta kulakta basınç sorunları, kulakta dolgunluk hissi, koku alamama, baş ağrısı, ikincil sinüzit, otit ve adenoid oluşumuna yer hazırlama, sebep olma formunda açıklanabilir” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARDAKİ TESİRİNE DİKKAT

Alerjik rinitin çocuklar üzerindeki tesirlerini pahalandıran Prof. Dr. İğde, şöyle konuştu:

“Alerjik Rinit çocuklarda uyku meseleleri, okulda ve oyunda konsantrasyon zahmeti, akademik başarıda düşüş,  alerjik rinitli çocuklar burun tıkanıklığı nedeniyle gece rahat uyuyamadığı için gündüz sersemlik, yorgunluk, iştahsızlık ve okulda başarısız olabilir. Burun tıkanıklığı uzun müddet devam ettiğinde yüzde biçim bozukluğu olabilir.  Burun tıkanıklığına bağlı olarak çocuklarda kulak sorunları ve kronik sinüzit gelişebilir. Ayrıyeten alerjik rinit yüksek oranda astımla birliktedir. Şayet alerjik rinit yeterli tedavi edilmezse astım gelişimini tetikleyebilir. O nedenle erken devirde teşhis konulması,  tedavisinin âlâ bir formda yapılması ve izlenmesi çok değerlidir.”

“EN KIYMETLİ TEDAVİ PROSEDÜRÜ ALERJİYE NEDEN OLAN HUSUSTAN UZAK DURMAK”

“Dikkatli ve yeterli bir öykü, aile hikayesi teşhiste en kıymetli kısımdır.” diyerek hastalığın teşhis sürecini kıymetlendiren Prof. Dr. İğde, “Alerjiye neden olan unsurları belirlemek için deri testleri yapılabilir. En kıymetli tedavi yolu alerjiye neden olan unsurlardan uzak durmaktır.  Bilhassa astımı olan çocuklarda çabucak doktora başvurulmalıdır. Lakin, çocuğunuzun alerjik rinit belirtileri varsa, belirtiler şiddetliyse yahut uzun sürüyorsa, çocuğunuzun uyku yahut okul başarısı etkileniyorsa da bir doktora başvurmanız gerekir.” tavsiyelerinde bulundu.

ALERJİK RİNİTTEN BÜSBÜTÜN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?

Alerjik rinitten büsbütün kurtulmanın mümkün olmadığının da altını çizen Prof. Dr. İğde, “Özellikle hasta uzaklaşamayacağı bir alerjenin tesiri altındaysa, örneğin son yıllarda kentlerde yaşayan insanlarda alerji görülme oranı arttı. Bunun en temel nedeni ise hava kirliğinin büyük kentlerde daha ağır olması. Hava kirliliği nedeniyle alerjik olan bir hastanın bu ortamdan büsbütün uzaklaşması beklenemez. Lakin günlük hayatta alınabilecek kimi tedbirlerle şikayetleri değerli ölçüde azaltmak mümkün.” dedi.

EV PAKLIĞI YAPARKEN DİKKAT

Bu noktada birtakım tedbirlerin kâfi seviyede müdafaa sağlayacağını da kelamlarına ekleyen Prof. Dr. İğde, şu sözlere yer verdi:

“Ancak alınan önlemlerle şikayetleri azaltmak mümkün. Bilhassa çimleri keserken ve konut paklığı yaparken polen maskesi takmak çok kıymetli. Isıtma ve havalandırma sistemlerindeki filtreleri aylık olarak değiştirin ya da bir hava temizleme aygıtı kullanmaya başlayın. Polenlerin çok ağır olduğu devirlerde kapıları ve pencereleri kapalı tutun. Kuş tüyü yastıkları, yün battaniye ve yün örtüleri pamuk yahut sentetik husustan yapılmış olanlarla değiştirin, özel nevresim kadroları kullanın. Yatağınızın baş tarafı üst kaldırılmış bir halde uyuyun. Bilhassa istikrarlı ve az karbonhidratlı beslenin. Odanızı nemli tutmak için buharlı oda nemlendiricilerinden kullanıyorsanız nemlendiricide mantar ürememesine dikkat edin. Toprak ve mesken bitkilerinin bilhassa köklerinde yaşayan ve ‘mold’ ismi verilen küfler etrafa yayılarak alerjilere neden oluyor. Mold’ların üremesine pürüz olmak için konut bitkilerini mümkün olduğunca az sayıda tutun.”