Ulaşım kâbusu sağlık sorunu olabilir: Metrolarda bulaşıcı hastalık tehlikesi

Toplu taşıma kullanımıyla ilgili olarak Altınbaş Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr. İpek Ada Alver, nemli ve karanlık metro ortamlarının sivrisinekler için üreme alanı oluşturduğunu belirtti. Batı Nil Virüsü üzere tehlikeli enfeksiyonların bu yolla yayılabileceği konusunda ihtarda bulunan Alver, metroların tertipli dezenfekte edilmesi ve sivrisineklerle gayret için ilaçlama yapılması gerektiğini vurguladı.

İstanbul’da okulların açılmasıyla birlikte trafik yoğunluğu ve toplu taşıma araçlarına olan talep değerli ölçüde arttı. Bilhassa metropol kentlerde, metro ve otobüs üzere toplu taşıma araçlarında oluşan kalabalık ve havasız ortamlar, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına taban hazırlayabilir. Güne erken saatlerde başlayan öğrenciler, çalışanlar ve toplu taşımayı ağır olarak kullananlar ortasında hijyen ve şahsî muhafaza tedbirlerinin ehemmiyeti daha da artıyor. Metrolar ve gibisi havasız, nemli ortamlar, sırf insan kaynaklı enfeksiyonlar için değil, tıpkı vakitte çevresel tehditlere de karşı dikkat cazip hale geldi.

Altınbaş Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr. Öğretim Üyesi İpek Ada Alver de bilhassa bu periyotta sivrisineklerin taşıyabileceği enfeksiyon hastalıklarına karşı kıymetli ihtarlarda bulundu. İpek Ada Alver, “Özellikle metropol kentlerde ekseriyetle havaalanı, gar ve deniz ulaşımına da transferi sağlayan ve farklı ülkelerden de dahil olmak üzere günde binlerce insanın kullandığı metrolar, yeraltından ulaşım sağladığından karanlık, nemli ve rutubetli ortamlardır. Sivrisinekler, bu ömür alanlarında daha süratli çoğaldıklarından ötürü Batı Nil Virüsü enfeksiyonu başta olmak üzere sıtma, dang humması, chikungunya, sarıhumma, filaryaz, tularemi, Zika ateşi ve pek çok ensefalit tipini bulaştırmada etkendirler” diyerek toplu taşıma alanlarının risk taşıdığına dikkat çekti.

ENFEKSİYON KENTLER VE ÜLKELER ORTASINDA RAHATLIKLA YAYILABİLİR

Sivrisineklerin, kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlarda büyük bir rol oynadığını belirten Ada Alver, “Vektör dediğimiz sivrisinekler, enfeksiyon etkeni mikroorganizmanın taşınmasında büyük ehemmiyet arz etmektedir. Bu şekil ulaşım araçları ile enfeksiyon kentler ya da ülkeler ortasında bile rahatlıkla yayılabilmektedir” dedi. Sivrisineklerin çoklukla sulak ve nemli alanlarda, göl, deniz, bataklık ve ormanlık alanlarda çoğaldığını fakat metropol kentlerdeki nemli ve havasız ortamların da birebir derecede tehlike barındırdığını tabir etti.

KONTROL ALTINA ALMAK ENFEKSİYON ZİNCİRİNİ KIRMADA HAYATİ KIYMET TAŞIR

Ada Alver, ayrıyeten sivrisineklerin dış ortamdan mikroorganizmaları koruyarak, direkt kana bulaştırdığına dikkat çekerek, “Sivrisinekler, enfeksiyonun mutasyon geçirmesine ve tedaviye direnç geliştirmesine katkı sağlamaktadır. Bu nedenle sivrisinek popülasyonunu denetim altına almak, enfeksiyon zincirini kırmada hayati kıymet taşır. Bilhassa Batı Nil Virüsü üzere tedavisi ve aşısı bulunmayan hastalıklar açısından, metrolarda sivrisinek popülasyonunu denetim etmek için gerekli tedbirler alınmalıdır” dedi.

Altınbaş Üniversitesinden Mikrobiyolog Dr. Öğretim Üyesi İpek Ada Alver son olarak metroların tertipli olarak dezenfekte edilmesi, sivrisinek popülasyonunu azaltmak için ilaçlanması ve rutubet ile nemin denetim altında tutulması gerektiğini vurgulayarak, “Toplu taşıma araçlarının sistemli olarak temizlenmesinin yanı sıra, sivrisineklerin yuvalanabileceği alanlara karşı da gerekli ilaçlama ve hijyen çalışmaları yapılmalı” diyerek kelamlarını sonlandırdı.